Yüzüm kapkara bir dilenciğim…
Eyvahlara dolanmış dilim…..
S/akla beni !! yâr..!!
Eyvahlara dolanmış dilim…..
S/akla beni !! yâr..!!
Taşırken tüm umutları ayaz yemiş yüreğimde
kardelen misali…
Asıl hüner “”O””nsuz sarf edilen her heceyi..
Şikayet etmekmiş geceye….
kardelen misali…
Asıl hüner “”O””nsuz sarf edilen her heceyi..
Şikayet etmekmiş geceye….
İnne'd-Dîne Indallahi'l-İslâm...(Âli-İmran 19)
Sıradanlaşan yüreklerimize bir umut ...
"Kalp ne ile doluysa, dudaklardan o dökülür.." [Hz.Aişe] (r.a)
Huzura davet...
Sabah ezanını dinliyorum:
Allahüekber nidasıyla sayha sayha aleme yayılan havayı var gücümle içime çekiyorum.
Huzûru hissediyorum zerreciklerimde, ciğerlerimin her noktasında.
İmkanı olsa da hep sinemde tutabilsem bu huzûru diyorum.
Eşhedü en lailahe illallah...
eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah çağrısıyla şerha şerha yarılıyor gökkubbe.
Beni de şahidler listesine yaz YâRâb.
Şahidim ve şehadet ederim Sen den başka yok hiçbir ilah...
Yine tüm zerrelerimle şahidim ki Muhammed[s.a.v]Rasulullah.
Meltemlerin eşliğinde geliyor mübarek ezan-ı Muhammedi.
Tıkanmaya yüz tutmuş kulaklarımı açmaya çalışıyor hak ve hakikate.
Namaz ve kurtuluş ard arda zikredilmiş.Haydin namaza,haydin felaha...
Namazsız felah olur mu idrak edemiyorum.
Beni ve tüm kardeşlerimi felahında buluştur Ya Rab!, diyorum.
Felahınla yıka kalbimin katran karasını.Arındır masivadan, pirüpak eyle can ocağımı. ..
Namaz uykudan hayırlıdır nidası tıklatırken rüyaların kapısını`;amenna ve saddakna diye haykırmak istiyorum.
Lakin uyuyanlar var biliyorum.
Sultanımın kapısına nefsimle beraber onları da götürüyorum.
Ya İlahi, ezansız bırakma,
Ya İlahi namazla dirilt ruhumu ve tüm kardeşlerimin ruhlarını.
Tatmayanlara tattır bu doyumsuzluğu...
Dağıt gafletle kolkola girmiş aymazlık uykusunu.
Allahüekber sadâları inletirken semayı;gökteki bir yıldız ışıl ışıl parlıyor.
Bir ünsiyet peyda oluyor aramızda.Göz göze gelip bakışıyoruz sanki.
Biliyorum ki yıldızında,benim de, alemin de mâliki Allah.
Ruhumu basamak basamak yükselten kutlu davetin son sözleri çınlatıyor yerleri ve gökleri.Bir zikir halkası oluşturmuş tüm mevcudat, varlığı varedenin karşısında.
Sanki arzla sema cem etmiş, tek ağızdan haykırıyor:
En büyük Allah!..
Allah'tan başka yok hiçbir ilah!..
SUBHANALLAH...
Allahüekber nidasıyla sayha sayha aleme yayılan havayı var gücümle içime çekiyorum.
Huzûru hissediyorum zerreciklerimde, ciğerlerimin her noktasında.
İmkanı olsa da hep sinemde tutabilsem bu huzûru diyorum.
Eşhedü en lailahe illallah...
eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah çağrısıyla şerha şerha yarılıyor gökkubbe.
Beni de şahidler listesine yaz YâRâb.
Şahidim ve şehadet ederim Sen den başka yok hiçbir ilah...
Yine tüm zerrelerimle şahidim ki Muhammed[s.a.v]Rasulullah.
Meltemlerin eşliğinde geliyor mübarek ezan-ı Muhammedi.
Tıkanmaya yüz tutmuş kulaklarımı açmaya çalışıyor hak ve hakikate.
Namaz ve kurtuluş ard arda zikredilmiş.Haydin namaza,haydin felaha...
Namazsız felah olur mu idrak edemiyorum.
Beni ve tüm kardeşlerimi felahında buluştur Ya Rab!, diyorum.
Felahınla yıka kalbimin katran karasını.Arındır masivadan, pirüpak eyle can ocağımı. ..
Namaz uykudan hayırlıdır nidası tıklatırken rüyaların kapısını`;amenna ve saddakna diye haykırmak istiyorum.
Lakin uyuyanlar var biliyorum.
Sultanımın kapısına nefsimle beraber onları da götürüyorum.
Ya İlahi, ezansız bırakma,
Ya İlahi namazla dirilt ruhumu ve tüm kardeşlerimin ruhlarını.
Tatmayanlara tattır bu doyumsuzluğu...
Dağıt gafletle kolkola girmiş aymazlık uykusunu.
Allahüekber sadâları inletirken semayı;gökteki bir yıldız ışıl ışıl parlıyor.
Bir ünsiyet peyda oluyor aramızda.Göz göze gelip bakışıyoruz sanki.
Biliyorum ki yıldızında,benim de, alemin de mâliki Allah.
Ruhumu basamak basamak yükselten kutlu davetin son sözleri çınlatıyor yerleri ve gökleri.Bir zikir halkası oluşturmuş tüm mevcudat, varlığı varedenin karşısında.
Sanki arzla sema cem etmiş, tek ağızdan haykırıyor:
En büyük Allah!..
Allah'tan başka yok hiçbir ilah!..
SUBHANALLAH...
Andolsun kuşluk vaktine.
Ve sükûna erdiğinde geceye ki, Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı.(duhâ /1,2,3) |
Dünyada, dertsiz, sıkıntısız insan yoktur.
Dünya, mümin için huzur yeri değildir. Azap yeri de değildir. Esas huzur ve azap yeri, ahirettir.
Dünya, ahiretin tarlasıdır. Yani dünya kazanç yeridir.
Dünyada ne ekilirse, ahirette o biçilecektir. Her nimet, bir külfet karşılığıdır. Külfet de sıkıntısız olmaz.
Fakire göre, zenginin sıkıntısı daha çok olur.
Zengin, arabası ile giderken, benzini biter, arızalanır, tekeri patlar. Yedek parça ve tamirci arar.
Bütün bunlar birer sıkıntıdır. Zenginin borçları, alacakları da olur. Alacaklarını toplamak, borçlarını ödemek için devamlı sıkıntı içindedir. Mümin, diğer insanlara göre daha çok sıkıntı çeker. Çünkü müslüman, komşularının ve diğer insanların eziyetlerine katlanır. Bunlar da birer sıkıntıdır.
Helal kazanmak ve ebedi yurduna azık hazırlamak için yorulur.
Bunlar da birer sıkıntıdır. Müslüman için asıl huzur Cennettedir. Çünkü dünya, mümin için sıkıntı yeridir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Dünya müminin zindanı ve kıtlık yıllarıdır.
Dünyadan ayrılınca zindandan ve kıtlıktan kurtulmuş olur.) [Hakim]
Dünyada, müminden bela, sıkıntı eksik olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin, kertenkele deliğine girse de, ona eza edecek biri musallat olur.)
[Beyheki]
Sıkıntılar, musibetler, günahlara kefaret olur. Sıkıntı istememeli; fakat sıkıntılardan da şikayet etmemelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Belayı nimet, rahatı musibet saymayan, kâmil mümin değildir.)
[Taberani]
Dünyanın faydasız eğlenceleri, tatlı sanılan şeyleri, ahiret azabıdır.
Ahiret için çalışırken çekilen sıkıntılar ise, ahiretin en tatlı meyvesidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Dünyanın tatlılığı, ahiretin acılığıdır. Dünyanın acılığı ise, ahiretin tatlılığıdır.) [Hakim]
Okul, iş hayatı için bir vasıtadır. İmtihanları başarı ile verip okuldan mezun olmak gerekir.
Vasıtaya gaye gibi sarılmak, hep okulda kalmayı istemek akıl kârı değildir.
Diploma almadan hayata atılmak da iyi değildir. Okula gitmekten gaye, diploma sahibi olmaktır.
İşte dünya, bir okul gibidir. İman sahibi olmak da diploma almak gibidir. Talebenin maksadı, okulu başarı ile bitirip hayata atılmaktır. Müminin gayesi de, dünyadan iman ile ahirete gitmektir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünyasını seven, ahiretine, ahiretini seven dünyasına zarar verir. Devamlı olanı, geçici olana tercih edin!)
[Hakim]
Sıkıntılar, müminin günahlarının affına ve ahirette derecesinin yükselmesine sebep olacağı için bir nimettir.
Dünya, mümin için huzur yeri değildir. Azap yeri de değildir. Esas huzur ve azap yeri, ahirettir.
Dünya, ahiretin tarlasıdır. Yani dünya kazanç yeridir.
Dünyada ne ekilirse, ahirette o biçilecektir. Her nimet, bir külfet karşılığıdır. Külfet de sıkıntısız olmaz.
Fakire göre, zenginin sıkıntısı daha çok olur.
Zengin, arabası ile giderken, benzini biter, arızalanır, tekeri patlar. Yedek parça ve tamirci arar.
Bütün bunlar birer sıkıntıdır. Zenginin borçları, alacakları da olur. Alacaklarını toplamak, borçlarını ödemek için devamlı sıkıntı içindedir. Mümin, diğer insanlara göre daha çok sıkıntı çeker. Çünkü müslüman, komşularının ve diğer insanların eziyetlerine katlanır. Bunlar da birer sıkıntıdır.
Helal kazanmak ve ebedi yurduna azık hazırlamak için yorulur.
Bunlar da birer sıkıntıdır. Müslüman için asıl huzur Cennettedir. Çünkü dünya, mümin için sıkıntı yeridir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Dünya müminin zindanı ve kıtlık yıllarıdır.
Dünyadan ayrılınca zindandan ve kıtlıktan kurtulmuş olur.) [Hakim]
Dünyada, müminden bela, sıkıntı eksik olmaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Mümin, kertenkele deliğine girse de, ona eza edecek biri musallat olur.)
[Beyheki]
Sıkıntılar, musibetler, günahlara kefaret olur. Sıkıntı istememeli; fakat sıkıntılardan da şikayet etmemelidir!
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Belayı nimet, rahatı musibet saymayan, kâmil mümin değildir.)
[Taberani]
Dünyanın faydasız eğlenceleri, tatlı sanılan şeyleri, ahiret azabıdır.
Ahiret için çalışırken çekilen sıkıntılar ise, ahiretin en tatlı meyvesidir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Dünyanın tatlılığı, ahiretin acılığıdır. Dünyanın acılığı ise, ahiretin tatlılığıdır.) [Hakim]
Okul, iş hayatı için bir vasıtadır. İmtihanları başarı ile verip okuldan mezun olmak gerekir.
Vasıtaya gaye gibi sarılmak, hep okulda kalmayı istemek akıl kârı değildir.
Diploma almadan hayata atılmak da iyi değildir. Okula gitmekten gaye, diploma sahibi olmaktır.
İşte dünya, bir okul gibidir. İman sahibi olmak da diploma almak gibidir. Talebenin maksadı, okulu başarı ile bitirip hayata atılmaktır. Müminin gayesi de, dünyadan iman ile ahirete gitmektir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünyasını seven, ahiretine, ahiretini seven dünyasına zarar verir. Devamlı olanı, geçici olana tercih edin!)
[Hakim]
Sıkıntılar, müminin günahlarının affına ve ahirette derecesinin yükselmesine sebep olacağı için bir nimettir.
Aydınlık sabahı düşün ve durgun karanlık geceyi. Rabbin seni ne unuttu ne de darıldı...
Öteki dünya senin için (hayatının) bu ilk bölümünden mutlaka daha iyi olacak!
Ve zamanı geldiğinde Rabbin sana (kalbinden geçeni) bağışlayacak ve seni hoşnut kılacak.
(Duha-1/5)
"HAKKI'' sevmek güzel ama, aşık olmak başkadır. Talip olmak hoş ama ''SADIK'' olmak başkadır...!
Rabbim sıkıntıda olan ve Zulüm gören kardeşlerimize kurtuluş nasip eylesin İNŞALLAH....
İslam dünyasının sıkıntılarından zaferlerle çıkılmasını nasip eylesin İNŞALLAH...
"Sevgiliye" açılan pencereleri aramak kapıları aralamaktır ..İslam dünyasının sıkıntılarından zaferlerle çıkılmasını nasip eylesin İNŞALLAH...
Bir nebze de olsa O'na yaklaşmak,yakınlaşmak ...Rabbim muhabbetiyle süslesin bizleri...(AMİN...)
Emanete riayet edip yaratılışının maksat ve manasını idrak edip,
rızasını kazanma azim ve gayreti içinde olan kullarından eylesin...
…Rabbim, korktuğumuzdan emin.
Umduğumuza nail eylesin…Amin
Umduğumuza nail eylesin…Amin
ALLAH(C.C.) cümlemizden razı olur inş...
Rabbim Cuma gününü hayırlı mübarek eylesin İNŞALLAH....
Rabbim Cuma gününü hayırlı mübarek eylesin İNŞALLAH....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder