4 Ocak 2011 Salı

Yetmiyor Kudretine Hiçbir Söz, Hiçbir Lisan.. Nasıl OLur da, SANA Secde Etmez Bir İnsan..!


Alemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan ALLAH(C.C.)'a hamd olsun...
Salatü selam alemlere rahmet olarak gönderilen
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammet Mustafa(s.a.v.)
ve tüm inanaların üzerine olsun...

Küçük Bir Söz Yakarsa İçini...
Dost Bildiklerin Anlamazsa Seni...
Boşver Dökme İçini...
Al Eline Tesbihi Koy Alnını
Secdeye
...
O'ndan Başkası Anlamaz Seni....


İnsan bu dünyaya sahip olmaya değil şahid olmaya geldi...
Harfi Korku...

DÜŞÜNCELERİ DÜZENLEMEK, fikirleri ahenkleştirmek,

duyguları durultmak; manevi insicamı bedeni bütünlükle oluşturduğu gibi,

ömür dakikalarını bereketlendirir, az ömürde öz ameller yapmayı sağlar.

Bir anda zihin zembereğine çarpan düşünceler, dimağı etkileyen fikirler, kalbi karıştıran hisler;

bedensel olarak bir yerde duruyor olsa da o insan farklı yerlerde gezdirir, değişik dünyalarda dolaştırır.

Titreşen düşüncecikler, ihtizazdaki duygucuklar, iç âlemi karardade olmamış bir denize dönüştürür;

yüksek olmasa da dalgalar hep vardır o denizde.

Musibet yükselmeler, zevk alçalmalar; denizin derin dalgaları, değişim dönüşleridir.

Kâh boğulunur, kâh sahil selametine çıkılır; dalgalardan, değişimlerden.

Harfi hareketlerle hareket etmezse zihin, ya bir şirk kayasına çarpar ya da şüphe buzul dağına;

Hayat gemisi ömrün her “an” ında batar, zamanın her salisesinde solar.

Harfi görüş, bakış, okuyuş; düşünce merdivenlerini yükseltir, duygu dağınıklığını giderir, gidilen yeri ap açık gösterir.

Meyve harfini iyi okumak; insan çekirdeğini, kâinat çekirdeğini iyi okumayı, hayat ağacını güzel görmeyi öğretir.

İsmi boğulmalar acabalar denizindeki dalgalanmalardandır; bir ömrü boş bitirir, bir hayatı heder eder.

Acabalar, ne olacaklar, nasıl bitecekler şüphesi, endişesi, kaygısı hep sürecektir.

Endişelerin kontrolüne girmek değil endişeleri kontrol altına almak; esen rüzgâr sahil selametine yol aldırır.

Kaybetme endişesi onu daha fazla kıymet verdirir, muhafaza hususunda daha da gayrete getirir;

böylesi acaba iyidir, iyiliği boş bırakmaz hareketli ve diri tutar.

Endişenin, kaygının, ihtizazın harfisi; ismi kaygılarda, korkularda kaybolmaktan korur.

Başıma ne gelecek, biraz sonra ne olacak, geleceğim güvencede mi gibi korkular hazır zamanı zora sokar,

onu boğar, işlevsiz ve hareketsiz kılar; düşünceleri imanla düzene koyan,

duyguları tevekküle dizgine eden, “an” ın derinliği ve enginliğini elde eder;

kâh mazide, kâh istikbalde sürur ile seyahat eder.

İsmi endişedeki biri küçük bir dalgada boğulurken harfi kaygıyı elde eden,

musibetin büyük dalgalarında adeta sörf yapar; geçmişin elemleri,

geleceğin korku ve endişeleri onun hazır zamanına zarar veremez.

İhtizaz her zaman vardır; atomun çekirdeğinde, ağacın çekirdeğinde,

galaksilerin karnında, kalbin ortasında, duyguların derinliğinde. İman başka türlü nasıl canlı olur;

hayat ağacı başka türlü nasıl dal yapar, yaprak yapar, çiçek acar, meyve verir, meyvenin de yeniden çekirdeği olur?

Endişeye, korkuya, acabaya mahal yok; her mahal kontrol altında,

her mahal Kudret, Rahmet ve Hikmet kapsam alanında.

İmanı besleyen şüphe, Kudrete götüren korku, Rahmete ram eden endişe iyidir.

Her şey sıra ve kısmet tahtında dönüyor; düşünceleri darmadağın eden,

duyguların düzenini bozan hırs hiçbir şeyi değiştirmez; sadece zihni hasarete, kalbi kasavete sevk eder,

ümitsizlik denizinde boğar.

Endişeden uzak, korkudan ırak, kaygıdan beri; harfi şüpheler, harfi elemler,

harfi korkularla beslenen bir iman duasıyla…

Hüseyin Eren
Umut'ların Kuyu'ya Düştüğü Yerde..
Bir Yusuf Yürür Sabr'ın Üstüne..!!

Edep ehli ilimden hali olmaz, Edepsiz ilim okuyan âlim olmaz.
Yunus Emre

Uyku ve uyanıklık arasında yaşar insan hangisi rüya hangisi gerçek fark etmez ! edilemez !
Bazen gerçektir yaşadıkların ! masal gibi dinlersin hayatı …
Bazende masaldır anlatılan...
ne garip ! gerçek sanırsın gördüğün rüyaları…
karışıktır bu hikaye…
karışıktır bazen insan…
ve bir düğümdür hayat…
çözdükçe, rahatlar , uykular tatlıdır …
İnsan uyuyor dersin !... uyuduğunun farkında bile değilsin …
Gülüyorum bazen...
gülümsüyorum…
Dedim ya ? hangimiz uyuyor !...
Hangilerimiz uyanık bilinmiyor...
İnsan tutmuş bi ipin ucundan , hem yazıp , hem söyleyip , hem dinliyor…
yada uyumakmı gerçek olan…
veya tamamen bir rüya mı uyanınca hayattan bize kalan…
(alıntı)
Mahremiyet in kalmadığı yerde İffeT
İffet in kalmadığı yerde HürmeT
Hürmet in kalmadığı yerde HilkaT
Hilkat in kalmadığı yerde ise FıtraT bozulur.


Cahillerle kesinlikle tartışma!..
Hiç kimseye de hak ettiğinden fazla değer verme!..
Kalplerinin manevî siyahlığı yüzüne vurmuş sahte aydınlara, dinini sakın ola emanet etme..
Yolunu kaybetmişlerden, yol gösterici olmaz!..
Onlardan hikmet değil, ancak ibret alabilirsin..

Hayası giden kimsenin kalbi ölür.
Hz Ömer
Yâr!
y/âr… Edeb(l)e s/aklanmışsın, edeple arlanmışsın…

Ne ölçüde kendi varlığımıza şaşırıyor ve Yaradanımıza minnettarlığımızı ifade ediyorsak,
o ölçüde hem Gül'e hem Muhammed (sav)'E benzeriz...
Senai Demirci


Kalp onunlaysa her iş zikirdir.Dünya hayatı ahiretin sermayesidir.
Vakitleri devamlı ALLAH'IN zikriyle değerlendirmek gerekir.
Hangi iş olursa olsun, Hak Teala gönülde tutularak, dinin emri uyarınca işleniyorsa zikre dahildir.
Zikirden asıl maksat RABBİMİZİN çizdiği sınırlara en güzel uyulması dikkat ve direnç kazanmaktır.
İnsan yaratıcısını hatırlamazsa elbette yaptığı şeylere dikkat etmez.Çünkü ilahi iradeyi hesaba katmaz,
kendi bildiğini okur, içinde bulunduğu duruma ve hislerine göre hareket eder,
kendini ilahi terazide sınama ihtiyacı duymaz.
Halbuki insan gönlünde sürekli RABBİNİ taşısa
yavaş yavaş günahlardan uzaklaşır ve hatırladığı şeyler onu hep daha güzel davranmaya sevk eder...
ALLAHIM KALBİMİ SENİ HER AN ZİKREDEN KALPLERDEN EYLE...
AMİN...AMİN...ECMAİN...
Emanete riayet edip yaratılışının maksat ve manasını idrak edip,
rızasını kazanma azim ve gayreti içinde olan kullarından eylesin...
…Rabbim, korktuğumuzdan emin.
Umduğumuza nail eylesin…Amin

ALLAH(C.C.) cümlemizden razı olur inş...
KARDELEN




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder