17 Şubat 2011 Perşembe

Ben Hayatın Bahanesi Olmak İçin Doğdum ...



-Başı örtülü kalblerimize-

Yaşamak savruk bir yaprağın elindeyken

ben hayatın bahanesi olmak için

doğdum

ya sen beyaz güvercin
neden kırgın uçuşun

dalları çiçek açmış tebessüm çiğnenirken

kayıp ve unutulmuş bir şarkı mıdır

kaldırıma bıraktığın suskun söz

annelerin duasında büyümüş bir gelinsin

her yeni gün efsane kanatların

alıp götürsün bizi

bir yağmur duasında saklanan umudumuz



yalnızlığın ortasında oturmuş ağlıyorum

kırılası parmaklar

oynasın dursun saçlarımla diyemem

acının sevincini bulmalıyım ben


dudaklarda arzın kanayan sancıları

vuruyor yüzümüze

/ yaramıza bakmadan

kirpikler kara bulutlar gibi

yakamızda kavganın fotoğrafları

uçurtması bedduaya takılmış her yalanın


bir güvercin olmayı ne çok istedim

yoktunuz...

nokta koymuyorum

/ koyamıyorum sabra

damlıyor baş ucumdan kırgın ayet sesleri


ya’kûb’un elinde hüznü dağlayan

bir kanlı gömlek gibi

eyyûb’un sabrı

sümeyye’nin ruhunda çizilen nefes gibi

ibrahim’in ateşi

bir peygamber daveti gibi

yüreğim bir duanın gözyaşına emanet





hayatı kucaklayan ellerim vardı benim

kırdınız...

sokaklar da yetmiyor vicdanı köreltmeye

iplik iplik sökülen günahın örtüsüyken

üşüyen karanfilim buruşuk kağıtlarda

“nasıl” diye sorma bana

bir kalem nasıl ağlarsa öyle


gölgeler sokağına bir nurla giriyorum

içi boş zihinler kaldırımının

haydi gel

omuzlarında kalabalıkların bestelediği şiir

gün gelir adın unutulur

/ elin tutulur

/ dilin tutulur

dağılır taneleri nefes tesbihlerinin

zehir kusan acil şifa değilsen

patenti koltuk olan ihanetin resmisin

hevesti

/ geçti deme


bak

bir iç daha çekiyor Kitap

sayfalar

/ satırlar eğiyor başlarını

sükut ve sitem

inceden inceye yakıyorken sineni

“nasıl” diye sorma bana

bir bebek nasıl ölürse öyle


gözlerim kapanmayacak artık

başım devrilmeyecek

düş yorgunu değilim

avucumda doğacak bütün yıldızlar


çığlığı olmayanın uykusuna yas düşmez

düşlerim ağlamasın

/ kardeşim ağlamasın

bu dehlize yaktığım mum

bana esaret değil

yüzüme kapattığın kapılar

sana cesaret değil


alkış istemiyorum

haykıran bir kalp yeter

sevdaya kor düştüm bir yasağın içinden

garipler diyarında bir soluk arıyorum


yarım kalmış cümlesiyim kalbimdeki sözlerin

bana dua getirin gönül bahçelerinden

melekler şahit olsun

bırakın

bırakın da öpeyim


başörtünün ucundan


MEHMET ŞÂMİL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder